Ana Sayfa » Yıl 10, Sayı 36 (Ocak 2015) » EDİTÖRDEN
|
Hangi bitiş gerçekten bitiştir, hangisi başlangıç çoğu zaman karışır. Yeni bir yıl kutlamaya gerçekten değer midir ya da yeni bir yıl bir yaş daha yaşlandığımızın garantisi mi? Hep hüzün müdür gerçekten payımıza düşen yoksa mutluluklar da uğrar mı bu yorgun kıyılara? Yeni yıl, yeni umutlar, yeni hayaller demektir, bu yüzden mutluluk verir insanlara... Yoksa niye insan bir yaş daha yaşlandık diye sevinsin ki? Böyle bakmıyordur insanlar, muhakkak. Umut ediyoruz, bunun için yaşıyoruz, bunun içinde. Yeni yıl, her şeyin başa döndüğü, sıfırlandığı, umudun katık yapıldığı bir dönüm noktası, bir yenilik. Bu yeniliğin içinden umudun sesi olan tüm şairlerin şiirleriyle taşının yeni yıla. Yeni yıl hepimize her şeyden önce sağlık getirir umarım. Bakmayın karamsarlığıma. Yeni yıl kucak açsın hepimize. Her şeyin güzel olacağına olan inancımız solmasın. Bu sayımızda siz değerli okurlar için aşağıdaki konulara ve konuklara yer verdik: MAKALELER BİLİM, ARKEOLOJİ VE GİRİŞİMCİLİK (Prof. Dr. İbrahim Birkan): “M.Ö. 738 - M.Ö. 696 yılları arasında Ankara’nın Polatlı-Yassıhöyük bölgesinde bulunan Gordion Kentinde krallığını sürdürmüş olan Kral Midas’ın yaşamı ve ölümü üzerinde mitolojiler yazılmıştır. “Gordion Düğümü” ile, “eşek kulakları” ile “dokunduğu her şeyi altına çevirmesi” ile ve “boğa kanı” içerek intihar etmesi mitolojileriyle ünlü olan Kral Midas’ın Tümülüs ve kalıntıları üzerinde 1957 yılından buyana arkeologlar kazı çalışmaları yapmaktadır. Milattan önce 718 yılına ait olan 53 metre yüksekliğindeki Tümülüs’ün içinde bulunan sürahilerden ve tabaklardan, mezarda bulunan ihtişamlı eşyalardan, ihtişamlı tabuttan Gordion’daki bu Tümülüs’ün Kral Midas’ın son dinlenme yeri olduğu anlaşılmaktadır…” |
|
ÇİNGENELER İÇİN UYGULANMAYAN HOŞGÖRÜ VE DEMOKRASİ (ÇİNGENELER: ÖTEKİLER)- (Ayşe Füsun Gönül): “Makalemizde, insan haklarının uluslar arası kuruluşlar nezdinde güvence altına alındığı yüzyılımızda dahi küçümsenen, hakları korunmayan ve buçuk millet sayılan Çingene’ lere karşı yapılan ayrımcılığa dikkat çekilmeye çalışılmıştır. Makalenin girişinde , Çingene’lerin tarihi gözden geçirilmiş, dünyada ve ülkemizde Çingene’lerin statüsü değerlendirilmiştir. II.Dünya Savaşı’nda uğradıkları soykırım ve bu soykırımı yazacak tarihçilerinin ve tanıtımını yapacak sinemacılarının olmaması nedeniyle, parçalanmalarının ( porajmos ) gözden kaçmasına dikkat çekilmeye çalışılmıştır…”
UZAKTAN EĞİTİMDE KÜTÜPHANENİN ROLÜ (Pınar Demirtaş): “Teknolojinin hızına ayak uyduramadığımız bu çağa insanların güvercinle, dumanla iletişim kurarak geldiğini düşündüğümüzde, küçümsenmeyecek bir değişim geçirdiğimizi söyleyebiliriz. 21. yüzyılı yaşadığımız bu günlere “teknoloji çağı”, “bilgi çağı”, “iletişim çağı”, “uzay çağı” gibi sıfatlar ekleniyor. Bu sıfatların eklenmesindeki temel neden gelmiş olduğumuz teknoloji düzeyidir…”
ANKARA DOSYASI
27 ARALIK 1919 VE ANKARALI SEYMENLER (Gülden Aydın Pınarcı): “27 Aralık 1919 Cumartesi sabahı… Bin bir macerayı yıpranmış kalesinin duvarlarına yazmış olan Ankara, o güneşli kış sabahında yeni bir tarihin başlangıcını yaşadı. Ankaralılar o gün meşhur tellal Ali Dayı’nın gür sesiyle uyandı. Aslında Ankaralılar daha önceden Mustafa Kemal ve Yeşil Ordu’nun Sivas’tan hareket ettiğini biliyorlar ve sabırsızlanıyorlardı…”
EDEBİYAT KÖŞESİ
ALİ DAYI ÇOCUK KÜTÜPHANESİ (Gözde Torun): “Öyle bir yer düşleyelim ki çocukların zihin, dil ve sosyal gelişimine ücretsiz katkı sağlayan, güler yüzlü çalışanlara sahip, iç ve dış mimarisi rengârenk hazırlanmış, sevgi, kitap ve oyuncak dolu bir yer... Kulağa ne hoş geliyor öyle değil mi?”
SOHBET KÖŞESİ
PROF. DR. HASAN ÜNAL İLE KÜTÜPHANE ÜZERİNE SOHBET (Gülden Aydın Pınarcı): Sohbet köşemizin bu sayımızdaki konuğu Atılım Üniversitesi’nin en eski fakültesi olan İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Ünal. Hasan Bey’le üniversitemiz ve kütüphane üzerine sohbet ettik.
“Kütüphane bir defa her şeyin başı. Mesela şöyle söyleyelim, 19. yüzyılda Avrupa dünyanın çekim merkezi olmuştur ve o özelliğini sürdürüyor hâlâ. Şimdi o yıllardan itibaren bakarsak yani 1400-1500’lerden itibaren, hatta birçok Avrupa’nın önde gelen ülkelerinde kütüphane geleneği var…”
BİLİM DÜNYASINDAN
HAYATIMIZ ORİGAMİ (Öğr. Gör. Dr. Elif Medetoğulları, Yrd. Doç. Dr. Cansu Betin Merve Irmak, Elif Kavak Sema Yegin, Emine Özge Özgen): “Japonca bir kelime olan Origami, “katlamak” anlamına gelen “ori- (折り)” ve “kağıt” anlamına gelen “gami-(紙)” kelimelerinin bir araya gelmesi ile oluşmuştur. Kağıt katlama sanatı olarak anılan origaminin ilk zamanlardaki adı “Orikata” idi. Origaminin başlangıcı kesin olarak bilinmemekle birlikte, iki bin yıl önce Çinlilerin kâğıdı bulmasına dayandırılmaktadır. Japonya’ya gelişinin ise M.Ö. 600’lü yıllarda Budist rahipler tarafından olduğu düşünülmektedir…”
YANSIMALAR
TALÂT HALMAN’LI DÜŞÜNCELER... (Zeynep Oral): “Günlerdir Talât Halman’lı düşüncelerle doluyum. Onu ve yazdıklarını, yaptıklarını, söylediklerini düşünürken ister istemez yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşiyor. Bir yandan gülüyorum, bir yandan gözyaşlarıma egemen olmaya çalışıyorum... Ne mutlu bana ki, bu kültür neferinin arkadaşı, hayranı, takipçisi, “öğrencisi”, kimi yıllar aynı gazetenin yazarı, sayfa komşusu olmanın muhteşem zenginliğini yaşadım…”
Yayın Kurulu: Prof.Dr. İsmail Bircan, Uzman Nilüfer Ünal, Osman Kutlu
Editör: Gülden A. Pınarcı
İçerik Yöneticisi: Hakan Kolcu
3 Ayda bir yayınlanır.
