Ana Sayfa » Yıl 9, Sayı 35 (Ekim 2014) » EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN

 

 

 

Gülden A. Pınarcı
gpinarci@atilim.edu.tr

---

Yeni bir eğitim-öğretim yılına daha giriyoruz. Üniversitemize kayıt yaptıran öğrenciler, akademik - idari kadro ve bizler heyecanlıyız. Atılım Üniversitesi ailesi olarak aramıza yeni bireyler katıldı.  Her geçen gün gelişerek büyümeye devam ediyoruz.

Üniversite hayatı bir insanın yaşamında büyük bir dönüşüm. Adeta kendini bulmak, yeniden doğmak gibi… Üniversitemize yeni gelen öğrencilerin aldıkları eğtim sonunda “Geleceğe İz Bırak” malarını umuyor, kütüphanemiz adına “Hoş geldiniz” diyorum. Başarılı ve bilgi dolu bir eğitim öğretim yılı diliyorum.

Kütüphane olarak heyecanlıyız; çünkü 2005 yılında soğuk bir Ankara ayında çıkmaya başlayan bültenimiz okurlarımız sayesinde bugün 35. sayısıyla 9 yaşında. E-bültenimizi her çıkarışımızda  yeni bir tazeleniş ve o tazelenişle canlı kalmak bizler için ayrı bir keyif kaynağı.

Atılım Üniversitesi Kadriye Zaim Kütüphanesi olarak 35. sayımızla size yeniden “merhaba” diyoruz ve kaldığımız yerden yola devam ediyoruz.

Bu sayımızda siz değerli okurlara farklı dünyalar sunmak istedik ve aşağıdaki konulara ve konuklara yer verdik:

 

MAKALELER

Kişilik-İş Yaşamı İlişkisi (Ali Can Gözcü):

“Kişilik bireylerin iş seçimlerinde ve aynı zamanda iş yaşamlarındaki performanslarında da son derece etkilidir. Kişilik aslında bireyin toplum ve örgüt yapısı içerisinde farklı farklı büründüğü rollerin toplamının tek bir yansımasıdır. Kilosu fazla olan bir bireyin spora yaklaşımı ile daha zayıf bir bireyin yaklaşımı ve düşünce yapısı paralelinde, dürtüleri ve eğilimlerinin aynı olması beklenilemez. Buradan da açık bir şekilde anlayabileceğimiz gibi en başta “kişiye özgü” olan bedensel özellikler bile kişiliğin oluşmasına neden olan önemli etkenlerdendir. Farklı kişilik tiplerinin uyumu; aslında gözlemlediğimizde genelde bedensel bir uyumunda olduğunu bize göstermektedir. Yine kişilik tiplerinin uyumu; duygu, düşünce, yönelim, yetenek vb. faktörlerin uyumunun birleşiminden doğduğunu da söylemek mümkündür. Örgüt yapısı içerisinde de bu uyumun sağlanması; aynı duygu düşünce yapısı olmasa bile, aynı hedef, başarı, mutluluk, alışkanlık ekseninde birleşen bireylerin daha başarılı bir örgütü oluşturduğunu söylemek mümkündür…”

Innovatıon Challenges for Turkısh Companıes: "Effects of Cultural Dımensıons on Innovatıon Performance" (Tahsin Aznavuloğlu):

“To accomplish the task of surviving and prospering in a global and competitive century where customer needs change rapidly; the managers/decision makers of organizations must develop a new philosophy or a new future-oriented mindset, a new way of looking at the world around them and the role of their organizations in it and acquire new managerial skills consisting of excellence, innovation and anticipation. Excellence gives organizations a competitive edge. Innovation is the way the organization gains a competitive edge. And anticipation provides the manager with information that allows the organization to be in the right place at the right time with excellent innovative products or services…”

 

ANKARA DOSYASI

Geçmişten Günümüze Ulus Meydanı (Prof. Dr. Alper Çabuk , Yrd. Doç.Dr. Sebahat Açıksöz, Yrd. Doç. Dr.Gül Güneş):                   

“Tarih öncesi devirlerden itibaren, Ankara Anadolu’nun en eski kentlerinden biridir. Ipek Yolu üzerinde bulunan Ankara, sosyo-ekonomik ve politik nedenlerle inişli-çıkışlı bir gelişim süreci geçirmiştir. Örneğin, 16.yy’da sof üretimi ve ticaretinin artması ile kent canlılık kazanırken, 19.yy ortalarında sof ticaretinin giderek yok olması, yangın, kuraklık gibi olumsuz nedenlere bağlı olarak kent gerilemiştir. 1892 yılında, Ankara’yı Istanbul’a bağlayan demiryolunun yapılması, o zamana kadar durağan bir yapı gösteren kentteki mekansal gelişme yönlerini harekete geçirmiştir…”

 

Ankara ve Türkiye Polis Radyoları (Savaş Sönmez):

“TRT’den sonra Türkiye’de yayın yapan en eski radyo istasyonu olan Türkiye Polis Radyosu, 5 Ekim 1952’de “Kısa Dalga 47.3 metre 6340 kilohertz” üzerinden, düşük bir verici ile yayın hayatına atılır. İlk yıllarında günde 2 saatle sınırlı olan yayınları, Ankara ve civarından daha net dinlenebilen radyo, 1973’de FM yayın yapan ilk radyo istasyonu olur. Radyo o yıllarda TRT’de uygulanan “Arabesk Müzik” yasağını delerek kapısını, uzunçalarlarını(LP) ya da 45’liklerini koltuğunun altına sıkıştırıp gelen her soliste (Radyonun dağarcığında bu kişilerin imzalı LP ve 45’liklerinden oluşan geniş bir koleksiyon bulunmaktadır) açmakla ünlenir. Bir yandan o yılların en çok dinlenen radyosu olmayı başarırken, bir yandan da uzun yıllar sürecek olan “Arabesk Tartışmaları”nın başlatıcısı olur…”

 

Gölbaşı Sevgi Çiceği  (Yanardöner) (Savaş Sönmez):

“Prof.Dr. Ayşe Boşgelmez’in editörlüğünde yayımlanan  “Centaurea  Tchihatcheffii  -  Ankara Gölbaşı Sevgi  Çiçeği”  adlı kitaptan(*) edindiğimiz bilgilere göre; ülkemizde  “Peygamber Çiçeği” olarak da tanınan bitkinin  “endemik”  bir türü Gölbaşı’nda yaşamakta,  kendisine  “Gelin Düğmesi”,  yerel  bir aşk öyküsünden ötürü  “Sevgi Çiçeği” ve güneşin yansıma açısına göre kırmızının farklı tonlarını yansıtmasından  dolayı  “Yanar Döner” gibi adlar da verilmektedir…”

 

EDEBİYAT KÖŞESİ

Refik Ahmet Sevengil (Devlet Tiyatroları ilk Edebi Kurul Başkanı 1949-1950)  (Gözde Torun):

“Bir Aydınlık Adam: Refik Ahmet Sevengil belgeseli, 2011 yapımı. Araştırmamı yaptığımda mutlaka izlemem gerektiğini düşündüğüm ama piyasada bulamadığım belgeselin henüz çıkmadığını Sayın Mehmet Eryılmaz’dan öğrendim. Kütüphanemize, bu değerli belgeseli bağışlayan Sayın Mehmet Eryılmaz’a buradan da teşekkürlerimizi sunmak istiyoruz.

Bilgi, sevgi, huzur dolu bir 53 dakika geçirmek ve Refik Ahmet Sevengil’i bir de yakın çevresi ile öğrencilerinden dinlemek isteyen tüm tiyatro ve kitapseverlerin bu belgeseli kesinlikle izlemesini tavsiye ediyorum. Bir Aydınlık Adam: Refik Ahmet Sevengil belgeseline Medya Merkezimizden erişebilirsiniz…”

 

Devlet Tiyatroları “Refik Ahmet Sevengil Tiyatro Kütüphanesi” (Gözde Torun):

“Kütüphanenin ve tiyatro tarihinin birlikte yaşadığı keyif dolu bir yer hayal edin. Sanat ve bilgi pınarlarının oluk oluk aktığı huzur dolu bir yer.

“Kütüphaneler insan aklının ve bilgeliğinin koruyucu kaleledir” diye belirtilmiş Devlet Tiyatroları Refik Ahmet Sevengil Tiyatro Kütüphanesi açılış davetiyesinde. Şüphesiz su götürmez bir gerçek. Bilgi denizi kütüphaneler…

Benim için çok değerli ve bir o kadar da keyifli olan ilk röportajıma başlamadan önce sizlere kütüphane hakkında önbilgi vermek istiyorum…”

 

SOHBET KÖŞESİ

Yaşam Boyu Öğrenmeyi Slogan Edinen Kadın: Sema Güneri (Gözde Torun):

“Kütüphanenin bir kapısından giren kişinin milyonlarca kapı açabileceğini fark edebilmesi için kütüphanelerle ilgili önemli etkinliklerin yapılmasından yanayım. Özellikle Atılım Üniversitesi Kütüphanesinde gördüğüm bu muhteşem manzarayı karşılaştığım herkese anlatacağım. Okudukça cehaletimin arttığını gördüğüm andan itibaren yaşam boyu öğrenmeyi slogan edindim. Küçükken ansiklopedilerin içinden çıkmazdım. Çocukluğumun geçtiği şehirde ise bu kadar güzel bir kütüphanemiz yoktu ne yazık ki…

 

BİLİM DÜNYASINDAN

Dijital İletişim (Murat Ertan ):

“Geçmişte dumanla iletişim kuruluyor, güvercinlerle haberleşme sağlanıyordu. İlk çağ insanlarının, av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarına çizdiği resimlerle başlayan bilgi paylaşımı, binlerce yıl boyunca gelişerek devam etmiştir.

İletişim; televizyon, radyo, telefon, gazete, dergi, bilgisayar, internet, cep telefonu aracılığıyla kurulmaya başladı. Teknoloji sayesinde dünyanın en uzak yerindeki insanlarla yanımızda gibi iletişim kurabiliyoruz.

Bugün bilgisayar aracılığıyla internet; televizyonun, radyonun, telefonun,  gazetenin, dergininin hepsini kapsamaktadır. Televizyonlar, yerini bilgisayarlara ve akıllı telefonlara bırakmaktadır. Cep telefonları iletişim için en önemli araç haline geldi. İletişim kolaylaşmaya ve hız kazanmaya başladı…”

 

YANSIMALAR

Akademıa Barılla    (Nilüfer Ünal): 

“Pazar günü öğle saatlerinde CNN kanalında “Hayat Batuhan’la Güzel” programı yayınlandı.  Programın konusu MAKARNA idi ve “Dünya Makarna Şampiyonası” ndan söz edildi. Programda; Akademia Barilla ve kütüphanesindeki kitaplar tanıtıldı…”

 

Türkiye’nin Yeşil Cenneti: Karadeniz (İpek Erdal):

“Karadeniz’imiz Temel’i, Dursun’u, Fadime’si, sıcakkanlı insanları, çayı, finduğu, şivesi ve tabi ki bol bol yağmur ve yeşillikleri ile tanınır. Bu sene kültür turu kapsamında programımda Karadeniz ve Batum (Misak-ı Milli’den vermiş olduğumuz ilk taviz) vardı. Bu yeşil cenneti sizlerle paylaşmak istedim…”