35 Yıl:
9 Ekim
2014 ISSN:
1306-3472

Ana Sayfa » Yıl 9, Sayı 35 (Ekim 2014) » DİJİTAL İLETİŞİM

BİLİM DÜNYASINDAN

 

DİJİTAL İLETİŞİM

 

 

       

Murat ERTAN
Eğitim Bilimleri Uzmanı

Geçmişte dumanla iletişim kuruluyor, güvercinlerle haberleşme sağlanıyordu. İlk çağ insanlarının, av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarına çizdiği resimlerle başlayan bilgi paylaşımı, binlerce yıl boyunca gelişerek devam etmiştir.

İletişim; televizyon, radyo, telefon, gazete, dergi, bilgisayar, internet, cep telefonu aracılığıyla kurulmaya başladı. Teknoloji sayesinde dünyanın en uzak yerindeki insanlarla yanımızda gibi iletişim kurabiliyoruz.

Bugün bilgisayar aracılığıyla internet; televizyonun, radyonun, telefonun,  gazetenin, dergininin hepsini kapsamaktadır. Televizyonlar, yerini bilgisayarlara ve akıllı telefonlara bırakmaktadır. Cep telefonları iletişim için en önemli araç haline geldi. İletişim kolaylaşmaya ve hız kazanmaya başladı.

Genç kuşak, dünyayı bilgisayar, cep telefonu ve internet üzerinden takip ederken interneti olmayan her cihaz sorgulanmaya başladı. Yeni teknolojik cihazlarla, sosyal medya önem kazanarak dijital iletişime hızlı bir geçiş yapılmaktadır.           

Günümüzde teknolojinin ilerlemesinin doğal sonucu olarak gelişen ve elektronikleşen iletişim araçları, iletişime sürat ve kolaylık sağlamakla kalmamış; aynı zamanda iletişimi, kitle iletişimine çevirmiştir.      

Hayat, düşündüğümüzden daha hızlı değişmektedir. Kısa süre önce çok önem taşıyan bir durum yeni gelişmeler karşısında önemini yitiriveriyor. Üzülerek belirtmeliyiz ki uzaktakiler ile kolay iletişim kurulabilirken, dost ve akrabalarımızla iletişim kurmakta yavaş davranıp onları ihmal edebiliyoruz.

Sosyal Medyanın İletişime Etkisi

Dünyada popüler hale gelen sosyal ağlar, gerçek anlamda yüz yüze görüşme etkisi oluşturmasa da, insan iletişimi konusunda hayatımızın bir parçası olmaya başladı.

İnsanlar başkalarının hayatını merak etmekte, kendi hayatlarının ayrıntılarını, her anını anlatmak, fotoğraflarını paylaşmak istemektedirler.

Günümüzde sosyalleşme insanlarla bir arada olmak anlamını taşımıyor. Sosyal ağların iletişim olarak değerlendirildiğini, iletişimin sadece konuşmak ya da yazmak anlamına gelmediğini fark etmeliyiz.

İletişim karşılıklı bedensel işlevlerdir. Beden dili, jest ve mimikler iletişimde çok önemlidir. Sosyal medyada haberleşirken, yazarken beden dilini kullanmıyoruz. İnsanlar doğadan ve doğallıktan uzaklaştı. Duyularını, beden dillerini daha az kullanmaktalar. Görsel temas azaldı, dokunma duyumuzu neredeyse köreltmek üzereyiz.

Duygularımızı paylaşamıyoruz. Fiziksel temasın, insanlar arasındaki ilişkilerin kopukluğu, paylaşımın azalması, iletişim eksikliği insanları yalnızlığa itiyor.

Sosyal ağlar sık kullanıldığında, gelecek beklentisi olmayan, çevresindeki olaylara karşı duyarsız, zamanını nasıl değerlendireceğini bilemeyen, utanma duygusu azalan, tüketme eğiliminde insanlar olmaya başlar. İnsanları yüz yüze iletişimden uzaklaştırır, tembelleştirir, sabırsız hale getirir.  

Medya sadece gençleri değil, yetişkinleri de etkilemektedir. Basında çıkan haberlere göre; yetişkinler de sosyal medyadan ve bilgisayardan çok fazla etkilenmektedir. İki yıl önce Avrupa’da bir genç bilgisayar karşısında sekiz saat kaldığı için öldü. Yetişkinlerin böyle etkilendiği bir ortamdan gençlerimizin etkilenmemesini beklemek ne kadar doğru olabilir.

Sosyal Ağların Yaşam Kalitemize Etkisi

Schools.com tarafından yayınlanan infografiğe göre;

  • İnsanlar, sosyal ağlarda yaşadığını göstermek ve tecrübelerini paylaşmak yarışındalar.

  • İnsanlar mutluluk haberlerinin %62’sini sosyal ağlarda paylaşıyor.

  • İnsanların %24’ü yaşadığı an ve deneyimleri sosyal ağlarda paylaşarak özel anları kaçırıyor.

  • İnsanlar her gün Facebook’ta 10.5 milyar dakika geçirmektedir.

  • Mobil girişleri içermeyen sayının yaklaşık 19,963 yıla tekabül ettiği belirtiliyor.

  • Hindistan, ABD, Fransa, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda ve Singapur’daki Facebook kullanıcıları her gün 20 dakikadan fazla zaman geçiriyor.

Gençlerin sosyal ağları kullanım şekli;

Youth Insıght’ın 2013 araştırması sonucu:

Sosyal Medyanın İnsan Psikolojisine Etkisi

Çocuklar Medya İzleme Alışkanlığını Evde Öğreniyor

Dijital medya okuryazarlığı, özellikle büyüme çağındaki çocuklara kazandırılması gereken bir eğitimdir. Çocuklar medya izleme alışkanlıklarını önce evde öğreniyor. Anne, babanın medya ile iletişimi bu açıdan çocuğa model oluşturuyor.

Çocuk, aileden gördüğü alışkanlıklar ile kendi medya izleme alışkanlıklarını şekillendiriyor. Çocukların bilgi ve eğlence arasındaki tercihi yapmasında aileye önemli görevler düşmektedir.

ABD’de 10 çocuktan 4’ünün cep telefonu ve Facebook hesabı var. ABD’de 10 yaş ve altındaki çocukların yüzde 40’ının Facebook hesabı ve mobil telefonu var. Bu yaş grubu için sosyal medya riskler oluşturmaktadır.

Çocukların 13 yaşından önce sosyal medyadan korunması yönünde ebeveynlerinden ve öğretmenlerinden rehberlik alması gerekmektedir.

Medyayı okuyabilmek; neyi, neden izlediğini sormak, verilen mesajın anlamını, bu mesajın hedef kitlesini ve amacını sorgulamak olmalıdır.

Dijital Şiddet Eğlence Gibi Algılanıyor

Oyunlar çocuğun kişiliğinin gelişiminde ve eğitiminde önemli yer tutmaktadır. Oyun algısı günümüzde farklılık göstermekte, çocukların en büyük tutkusu bilgisayar olmaktadır.

Bilgisayar oyunlarının bağımlılık oluşturan doğası, ebeveynleri söz konusu oyunların çocuklar üzerindeki olumsuz etkileri hakkında endişelenmeye sevk ediyor.

Bilgisayar oyunları, çocukların gerçek yaşamda şiddeti normal algılamasına neden olmaktadır. İnternette yer alan şiddet içeren oyunlarda polis öldürmek, otomobil çalmak, tanker yakmak gibi bazı eylemler, çocuklara kazandırdıkları yüksek puanlar ile ödül gibi sunularak, çocukları saldırgan, saygısız, düşünemeyen bireyler haline getirmektedir.

Bilgisayar oyunlarındaki şiddet, çocuğun gerçek yaşamda da bunu normal görmesine sebep olmaktadır. Bu oyunlar, zorbalık, küfür etme, akranlara veya kardeşlere dayak atma gibi eğilimlerin artmasına yol açmaktadır. Daha sonra çocuklar, aynı şiddet içeren hareketleri günlük yaşamda da kullanmaktadır.

Dijital şiddet, bazen çocuklarda eğlence aracı olarak algılanmaktadır. Eğlence ve şiddet arasındaki ayrımın çok iyi yapılması gerekmektedir

Gençler Sanal Dünyalarda Esir Oluyor

Medya, çocukları gerçek dünyadan uzaklaştırarak etkisi altına almaktadır. İnsanlar iletişimin gereklerini unutuyor ve medyayla çok zaman geçiriyor. Böylece kendilerine, yakınlarına ve çocuklarına zaman ayıramıyor.             

Gençlerin internet bağımlılığı oluşturmaları yanında, denetimsiz kullanımı da kendileri için zararlı olabilecektir. Gençler yaşlarına uygun olmayan sitelere girip ruhsal açıdan etkilenebileceklerdir. Anne baba ise sanal dünyanın zararlarını göz ardı ederek, gerçek dünyadan daha güvende olduğunu düşünecektir.

Medyadaki programların olumsuzlukları, ileri aşamalarda çocukları yaşamdan soğutacak, düşünmelerini ve üretmelerini engelleyebilecektir.   

Çocukların beyni bilgisayar gibi boş, bizler onun içine bilgiler yüklüyoruz. J. Tschohl söylediği gibi: “Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir.” Eğer çocuğa yeteri kadar sevgi, ilgi ve duygu veremez isek o da sığınacağı limanlara gidecek televizyon ve bilgisayara yönelecektir.


Ailelere Öneriler

 

Murat ERTAN; 1966 Ankara ili Güdül ilçesi Sorgun beldesi doğumludur. 

Lisans eğitimini; Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında,   Yüksek Lisans eğitimini; Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Anabilim Dalında, “Öğretmen Yetiştirilmesi ve Atamalarının İncelenmesi” konusunda tamamlamıştır. ankarahaber.com adlı internet sitesinde, kişisel gelişim konularında makaleler yazmaktadır.

Eğitim Bilimleri ve Kişisel Gelişim Uzmanı olarak,  Kamu Kurumları ve Eğitim Kuruluşlarına;   “Kişisel Gelişim Eğitimleri” ve "Seminerler” vermektedir. 

Eserleri;

“Tarihi Sözler Antolojisi”

“Sevgi, Dostluk ve Mutluluk Öyküleri”  .

“Başarı, Eğitim ve Motivasyon”

"Aile, İnsan ve Hayat Öyküleri"

"Tarihi Öykü ve Anektodlar"

"Zaman, Akıl ve Bakış Açısı Öyküleri"

"Bilgelerin Öğütleri"

"Tarihi Öğütler" 

 

Sahibi: Prof.Dr. Abdurrahim Özgenoğlu
Yayın Kurulu: Prof.Dr. İsmail Bircan, Uzman Nilüfer Ünal, Osman Kutlu
Editör: Gülden A. Pınarcı
İçerik Yöneticisi: Dinçer Azapcı
3 Ayda bir yayınlanır.