32 Yıl:
9 Ocak
2014 ISSN:
1306-3472

Ana Sayfa » Yıl 9, Sayı 32 (Ocak 2014) » ANKARA DOSYASI

ANKARA DOSYASI

 

BOZKIRDAN İNŞA EDİLEN BAŞKENT

 

 

Gülden A. Pınarcı
gpinarci@atilim.edu.tr

 

Kurtuluş Harbi ne müdhiş , ne büyük mucizedir.
Her tecellisini anlatmak uzundur bir bir.
Bir tecellisi fakat ruhu saatlerce sarar,
Orda bir Ankara var, insanı var, Meclis’i var,
Ki akıllar duruyor geçmişi andıkça bugün;
Öyle bir mucize var etti ki Türk milleti dün
Sürecek menkıbesinden yazılan destanlar…
Orda bir Ankara var, meclis’i var, halkı da var…

 

Büyük Türk şairi Yahya Kemal Beyatlı’nın mısralarından dökülen bu sözcükler Ankara’nın Milli Mücadele Döneminde var olma çabasını en iyi şekilde anlatıyor sanırım…

Bir önceki sayımızın Ankara Dosyası’nda sizlerle Ankara tarihinin eski sayfalarına, hatta ilk sayfalarına kadar gitmiştik. Bu sayımızda Ankara tarihi içinde dönüm noktası diyebileceğimiz Milli Mücadele yılları ve Ankara’nın başkent olma sürecini anlatan tarih sayfaları içinde gezintiye çıkacağız.

Eski dönemlerde kale içi ve çevresinde gelişen yerleşim, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde kente demiryolu gelmesiyle birlikte daha da gelişir. Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde ticari değerini kaybeden Ankara, çorak, bakımsız, kerpiç evli, küçük bir şehir görünümündedir. Ankara’nın en büyük lüksü 1892 yılında Ankara’ya ulaşan demiryolu olur.  Bu dönemlerde Ankara tiftik keçisi, soft üretimi, balı ve armudu ile tanınıyordu. Ankara’da lokanta olmadığı gibi peynir ekmek bulmak bile sorundu. Ulaşımı atlı araba, at, yaylılar ve kağnılarla sağlanan Ankara’nın bozuk yollarında aydınlatma feneri de yoktu. Bunun yanı sıra Ankara’da farklı dinlere mensup kişiler dinlerini serbestçe yaşayabiliyordu. Şehirde 32 cami, 92 mescit, 217 medrese, 11 tekke, 17 türbe ve 12 kilise bulunuyordu.

Ankara’nın Merkez Olma Düşüncesi

Milli mücadele yıllarında Ankara’nın merkez olması düşüncesi, Mustafa Kemal’in Mondros Ateşkesi’nden sonra İstanbul’a gelmesi ve oradaki durumu görerek artık İstanbul’un hükümet merkezi olamayacağı görüşünden hareketle, Anadolu’nun iç taraflarında bir merkez aranması ile başlıyor. Mustafa Kemal, sınıf arkadaşı ve dostu olan Ali Fuat’la (Cebesoy) birlikte çalışmaya karar verir. Mustafa Kemal ve Ali Fuat Paşa Ankara’yı direnişin merkezi yapmayı kararlaştırırlar. Bu karardan sonra Ali Fuat Paşa Ankara’ya yerleşir ve Mustafa Kemal’e Batı Anadolu’dan ve İstanbul’dan haber ulaştırmaya başlar.  

Milli Mücadelenin başladığı yıllarda Ankara merkezi, kolordu merkezi oldu. Ankara’da karayollarıyla Anadolu’nun dört bucağına ve denizlere ulaşabiliyordu. Demiryoluyla da İstanbul’a oradan Avrupa’ya bağlanmıştı. Toprakları verimliydi. Savaş, çekirge saldırısı gibi afetler yüzünden zaman zaman kıtlık ve açlık çekmişti. Tiftik ticareti de gerilemişti. Ankara insanı oldukça yoksul düşmüştü. Her şeye rağmen Ankara yine de önemini koruyordu. Verimli toprakların ortasında, yollar kavşağında kurulmuş, geleceği parlak bir kentti Ankara. Başkent olmaya adaydı.

Ankara halkı Milli Mücadele hareketinde Mustafa Kemal’e büyük destek oldu. Özellikle Erzurum ve Sivas Kongrelerinin yapılmasında önemli rol oynadı. Ankara bulunan kır bekçilerinin sayılarını artıran Mustafa Kemal,  eldeki silahları bekçilere dağıttı. Hep birlikte hareket etmek ve gerekli düzeni sağlama için ordu ve jandarmanın az olduğu yerlerde asker ve sivil memurlar aracılığıyla halkı aydınlattı.

Yeni Devletin Temelleri Ankara’da Atıldı

Tarihler 21 Aralık 1918’i gösterdiğinde ülke meclissiz kalmıştı. Sultan Vahdettin’in Mebuslar Meclisi’ni dağıtmasıyla, 1919 yılının son aylarında mebus seçimleri ve Meclisin nerede toplanacağı konusu tartışılıyordu. İstanbul’un başkentliği tartışılırken Mustafa Kemal Anadolu’da yeni bir devletin temellerini atıyordu. İlk olarak Heyeti Temsiliye’nin merkezini Sivas’tan Ankara’ya kaydırdı. 

Mustafa Kemal ve arkadaşları 27 Aralık 1919 Cumartesi günü yeni kurulacak devletin başkentine Dikmen sırtlarından geldiler. Ankara halkı tarafından sevgiyle karşılanan Mustafa Kemal ve arkadaşları üç yıl boş olan Ziraat Mektebi’ne yerleştiler. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra Ziraat Mektebi’ne düzenlenen baskın seğmenler tarafından önlendi.   Bu olaydan sonra Mustafa Kemal istasyona taşındı. Maddi sıkıntılar içinde İstasyon Direksiyon binasında karargâh kuran Mustafa Kemal ve arkadaşları yeni meclisi toplamak için çalışmalara başladı. 

Yeni Devletin Meclisi Ankara’da Kuruluyor

Metin Kutusu: Büyük Millet Meclisi sizin yiğitlik çevrenizde korkusuzca bağımsızlık mücadelesine devam edebilmiştir. Bu nedenle Ankaralı hemşehrilerimin, bu vatanı kurtarma mücadelesinde ayrı bir şeref hissesi vardır. 1922 (Atatürk’ün T.T.B.IV, s.466)

 

Meclis’in kuruluş hazırlıkları yapılırken, İstasyon Caddesi’nde bulunan İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılmış olan bina seçildi. Tamir ettirilen bina için Ulucanlardaki bir ilkokul inşaatından sağlana kiremitler yetmeyince Ankaralılar kendi çatılarındaki kiremitleri söküp getirdiler. Toplantı salonunda yer alması gereken koltuklar bir ilkokuldan getirilen sıralardan ibaretti.

 

 

 

http://www.istanbultarih.com/wp-content/uploads/2009/04/meclisin-acilisi.jpg
 
birinci meclis binası Birinci Mecliste Muhalefet

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Açılışı

Büyük Millet Meclisi 23 Nisan 1920’de Ankaralıların yardımı sayesinde açıldı. Meclis açılışına 115 milletvekili katılabilmişti. Yeni açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulan bir komisyonla Ankara’nın başkent olma süreci başlatılmıştır.  28 Kasım 1920 tarihli bir kararname yayınlayan Meclis, bu kararnamede başkent olacak yerin özelliklerini belirtmiştir.

 

Metin Kutusu: Ankara, hükûmet merkezidir ve sonsuza dek hükûmet merkezi kalacaktır. 1925 (Atatürk’ün S.D.V, s.212)Başkent konusunda gönlü Ankara’dan yana olan Mustafa Kemal, bu sorunu çözmek için Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Lozan Antlaşmasının imzalanmasını ve İstanbul’un İtilaf devlerinden kurtulmasını beklemişti. Başkentin Ankara olması konusunda halkı ikna edebilmesi için kamuoyunun da hazırlanması gerekiyordu.  Mustafa Kemal bu yüzden 1923 Ocak ayında İzmit’te İstanbul gazetelerinin başyazarlarıyla görüşür. Ankara’nın fiili bir başkent görevini üstlendiğini belirten Mustafa Kemal, bu görevi sürdürmesinin doğal ve haklı sayılabileceğini söyler. Sırası geldiğinde de bu hususu resmiyete döker.

 

Metin Kutusu: Türkiye’nin ve Türk milleti çıkarlarının en güvenilir savunmasının ancak Ankara’dan olabileceği, olaylarla anlaşılmıştır. En güç şartlar içinde, en az hazırlıklı olduğumuz halde en büyük darbelerin geri çevrilebilmesinin en kuvvetli etkenleri arasına Ankara’nın coğrafî durumu dâhildir. 1924 (Atatürk’ün S.D.V, s.99-100)

Lozant Antlaşması imzalandıktan sonra yeni kurulan devletin başkent sorunu ele alınır.  Meclis’e İsmet Paşa ve 13 arkadaşı 9 Ekim 1923 tarihinde bir kanun teklifi sunarak Ankara’nın başkent olmasını önerirler. Bu kanun teklifi bir karşıt oyla 13 Ekim 1923’de TBMM’nde kabul edilir. Fiilen başkent olan Ankara “Devletin makkarı idaresi, Ankara şehridir” cümlesiyle yasal olarak başkent olur. Ankara’nın jeopolitik, stratejik ve coğrafi konumunun elverişli olması ve Ankara halkının Milli Mücadeleye verdiği destek Ankara’nın başkent olmasında önemli bir etkendir.

 

Başkent Seçilen Ankara Değişiyor!

Ankara başkent olmasıyla birlikte büyüme sorunlarıyla karşılaşmış, bu durum yeni başkent için önce imar planı hazırlanmasını zorunlu kılmıştır. Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren kentte hızlı bir nüfus artışı yaşanmıştır. Cumhuriyet’le birlikte gün geçtikçe kalabalıklaşan Ankara için düşünülen modern yapıların Osmanlı mimarisi dolayısıyla geçmişle ilişkilendirilmemesi hedeflenmiştir

 

Ankara Kalesi ve çevresinin yazgısını 1925’te çıkarılan 583 Sayılı yasa değiştirmiştir. Yasaya göre eski kente dokunulmayacak, bunun yanına yeni bir kent kurulacaktır. Dolayısıyla Başkent Ankara için öyle bir imar planı hazırlanmıştır ki insanları bulundukları çağın gereklerine göre yaşatabilecek sosyal, kültürel ve idari yapıların oluşturulması ve bunları yaparken de var olan dokuya zarar verilmemesi esas alınmıştır. 1928 yılında 1351 Sayılı Ankara İmar Müdürlüğü’nü kuran kanun çıkarılmıştır. Daha sonra uluslararası Ankara imar planı yarışması yapılmış, bu süreci takip eden yıllarda başkentin modern planlama ölçütlerine göre düzenlenmesi çabaları yaşanmıştır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Metin Kutusu: Hiç şüphe etmemelidir ki, Anadolu ortasında hızla oluşturulacak yeni ve bayındır bir Ankara, yüzyıllarca ihmal edilen Türk vatanı için başlı başına bir uygarlık merkezi, Türk Devleti için pek önemli bir dayanak olacaktır. 1924 (Atatürk’ün S.D.I, s.323)

Ankara’nın tarihi kent merkezi, 2004 yılında, 5366 Sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca ‘kentsel yenileme alanı’ olarak belirlenmiştir. Planlama görevini üstlenen grup, mevcut tescilli yapılar dışında, tescile değer 272 yapı daha belirlemiş ve bölgede, pek çok tarihi kent merkezinde olduğu gibi, “yoksullaşma, değersizleşme, işlev kayıpları, koruma handikapları ve bir bütün olarak çöküntüleşme eğilimleri” olduğunu saptamıştır.

 

Saptanan tüm bu olumsuzluklara rağmen başkent Ankara’nın eski merkezi olan Ankara Kalesi, Ankara’da oturan biri için erişilmez değil. Kentin o yüksek noktasında, bir açık hava müzesi gibi hala bütün görkemiyle duruyor. Ankara Kalesi gizemini içinde saklayan, görmek isteyene yeniyi, istemeyene eskiyi gösterebilen, dekoru birdenbire değişen, zaman yolcuğu sahneleyen bir kent parçası…

 

Kaynaklar:

AYDEMİR, Şevket Süreyya; Tek Adam, Cilt II, İstanbul, 2011.

Cumhuriyetin Ütopyası Ankara, Haz.: Funda Şenol Cantek, Ankara Üniversitesi Yayınevi, 2012, Ankara.

EVREN, Burçak; 20’li Yılların Bozkır Kasabası Ankara, İstanbul, Milliyet Yay., 1998.

GALANTİ, Avram; Ankara Tarihi I-II, Ankara: Çağlar Yay. 2005.

ÖZGÜL, Cemil; Heyet’i Temsiliye’nin Ankara’daki Çalışmaları (27 Aralık 1919- 23 Nisan 1920), Ankara: TTK, 1989.

ŞİMŞİR, Bilal N.; Ankara… Ankara Bir Başkentin Doğuşu, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2006.

TUNÇER, Mehmet; Ankara'da Doğal ve Tarihsel Çevre Korunmasında Hermann Jansen Plan Kararlarının Günümüzdeki (2013) Durumunun Değerlendirilmesi, Atılım Üniversitesi Kadriye Zaim Kütüphanesi'nde gerçekleştirilen (23-24-25 Ekim 2013) tarihli konferans sunumu.

ULUSOY, H. Ali; Bir Kentin Tarihi Serencamı Ankara; İtalik Yay., 2013.

YALÇIN, Edip Semih; “Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt X, Sayı 29, Temmuz 1994.

Sahibi: Prof.Dr. Abdurrahim Özgenoğlu
Yayın Kurulu: Prof.Dr. İsmail Bircan, Uzman Nilüfer Ünal, Osman Kutlu
Editör: Gülden A. Pınarcı
İçerik Yöneticisi:
3 Ayda bir yayınlanır.