Ana Sayfa » Yıl 9, Sayı 32 (Ocak 2014) » EDİTÖRDEN
EDİTÖRDEN
Gülden A. Pınarcı
gpinarci@atilim.edu.tr
Ankara, son yılların en soğuk kışlarından birini yaşıyor. Hava sıcaklığı, eksilerde gezinmeyi çok sevdi. Hâl böyle olunca insan “Her Yerde Kar Var” şarkısını hatırlamadan edemiyor.
Ocak sayısı ile birlikte yeni bir yılı karşılıyoruz. Bu yeni yılla biz de 9. yılımıza giriyoruz. 2014’te yapılacak çok şey var! Akıp giden zamana inat, daha sıkı sarılmak gerekiyor hayata! Geçmiş yıllara ait pişmanlıkları, ‘keşke’leri tersine çevirmek, geleceğe dair umut ekmek gerekiyor, göğün mavisine, denizin yeşiline. Peki, nereden başlayacağız? Hayallerimizden.
Umarım bu yıl umutsuzlukları, acımasızlıkları, riyakârlıkları peşinden sürümez. Savaşların bittiği bir yıl dilesek, açlık olmasa çok şey mi istemiş oluruz acaba? Biz güzellikleri dilimize dolayalım, aklımızın bir köşesine en güzel düşleri kazıyalım, her şeyin öncesinde sağlık dileyelim. Yeni yıl, yeni umutlar getirsin hepimize. Edip Cansever gibi bir “Umuş” olsun içimizde:
UMUŞ
Bütün iyi kitapların sonunda
Bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda
Meltemi senden esen
Soluğu sende olan
Yeni bir başlangıç vardır
Parmağını sürsen elmaya, rengini anlarsın
Gözünle görsen elmayı, sesini duyarsın
Onu işitsen, yuvarlağı sende kalır
Her başlangıçta yeni bir anlam vardır.
Nedensiz bir çocuk ağlaması bile
Çok sonraki bir gülüşün başlangıcıdır.
İyi seneler…
32. sayımızda siz değerli okuyucularımıza dopdolu bir bülten hazırladık. Bültenimizin bu sayısında yer alan konular şöyle:
MAKALELER
Sudaki Ayak İzimiz (Prof. Dr. İbrahim Birkan): Su’yun hayat anlamına gelmesine rağmen önemi maalesef halen yeterince anlaşılmış değil. Su denilince genellikle çok bulunan ve oldukça değersiz bir ticari mal akla gelmektedir. Halk arasındaki “sudan ucuz” kavramı da buradan kaynaklanmaktadır. Bu ciddi bir yanılgı. Dünyamıza uzaktan baktığımızda üçte ikisi su ile kaplı, su zengini bir gezegen görüyoruz. Hâlbuki dünyadaki su rezervinin sadece %3’ü tatlı su. Tatlı su kaynaklarının yaklaşık %80’i kutuplarda ve yeraltında bulunmaktadır. Bir devr-i daim içinde seyreden içme suyu miktarı ise sadece %1’lik seviyede bulunmaktadır…
Bilim ve Teknoloji Gelişir Sanat Değişir (I) (Doç. Dr. Erdem Ünver): İnsan dünyayı keşfetmeye sanatla başladı. Biçim verme isteği, bütünüyle estetik bir amaca dönük olmadan yaşamı anlamlı ve değerli kılmanın yöntemiydi. Düşünce düzeyinin yönlendirdiği biyolojik yeterlikle maddeyi işlerken elini, doğada var olan taşı ve başka maddeleri araç olarak kullandı. Mağara duvarlarındaki resimler, bereket sembolü tanrıça heykelcikleri, avlanmayı sağlayan kesici- delici uçlar ve basit kap- kacak insanlığın varlığa kattığı ilk ürünlerdi…
Başkentin Halk Kütüphaneleri Üzerine İnceleme (İpek Erdal): Her geçen gün katlanarak büyüyen bilgi havuzunda boğulmadan yüzmek için kütüphanelere ihtiyacımız var. Peki, başkentin bu geniş dünyasında halk kütüphanelerinin yeri nerede? Başkentin üniversite sayısının fazlalığını, kültürel bir kent olmasını, büyük küçük, genç yaşlı, engelli, çalışan çalışmayan, bay bayan, çok farklı niteliklerde insanı barındıran metropol bir şehir olduğunu göz önünde bulundurursak halk kütüphanelerinin sayısal durumu ve nitelikleri yeterli midir?...
ANKARA DOSYASI
Bozkırdan İnşa Edilen Başkent:
Kurtuluş Harbi ne müdhiş , ne büyük mucizedir
Her tecellisini anlatmak uzundur bir bir.
Bir tecellisi fakat ruhu saatlerce sarar,
Orda bir Ankara var, insanı var, Meclis’i var,
Ki akıllar duruyor geçmişi andıkça bugün;
Öyle bir mucize var etti ki Türk milleti dün
Sürecek menkıbesinden yazılan destanlar…
Orda bir Ankara var, meclis’i var, halkı da var…
Büyük Türk şairi Yahya Kemal Beyatlı’nın mısralarından dökülen bu sözcükler Ankara’nın Milli Mücadele Döneminde var olma çabasını en iyi şekilde anlatıyor sanırım…
Bir önceki sayımızın Ankara Dosyası’nda sizlerle Ankara tarihinin eski sayfalarına, hatta ilk sayfalarına kadar gitmiştik. Bu sayımızda Ankara tarihi içinde dönüm noktası diyebileceğimiz Milli Mücadele yılları ve Ankara’nın başkent olma sürecini anlatan tarih sayfaları içinde gezintiye çıkacağız.
EDEBİYAT KÖŞESİ
Şair Hüseyin Atabaş’la Şiir ve Yaşam İlişkisi Üstüne Söyleşi (Gülden A. Pınarcı): Her sayımızda olduğu gibi bu sayımızın “Edebiyat Köşesi” nde de sizleri bir şairimizle daha buluşturmak istedik. Bir önceki sayımızda Şair Abdülkadir Budak ile bir söyleşi gerçekleştirmiştik. Bu sayımızda da konuğumuz Şair Hüseyin Atabaş oldu. Ankara’da 50 yıldır yaşayan Şair Hüseyin Atabaş ile siz okurlar için şiir ve yaşam ilişkisi üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik.
“Benim babam demirciydi, yaptığı tarım ve ev gereçlerini yöre kasaba pazarlarında satmaya giderdi. O zamanlar, kasaba pazarlarında gezip “destan” satan halk şairleri vardı. Babam pazarda yakaladığı o destanları toplar eve getirirdi... İşte benim şiir adına ilk olarak onlar ilgimi çekmişti… O destanlar, üzerinde kuruldukları olaya göre ya didaktik manzumelerdi ya da lirizmi ağır basan ağıtlar… İlkokulun 3. sınıfında öğretmenimiz bir şiir yazma ödevi verdi bize. Ben de destanlara benzeterek üç dörtlükten oluşan bir şiir yazmıştım, işte o benim ilk şiirimdi. Şiirden işte o günden beri, yani 60 yılı aşkın bir süredir hiç kopmadım. 1961 yılında da ilk şiirime bir okul dergisinde mürekkep kokusu bulaştı.”
BİLİM DÜNYASINDAN
Enerjinin Geleceği (Prof. Dr. Şaziye Balku): Yaşam kalitesinin yükselmesi ve nüfus artışı, dünya enerji tüketiminin sürekli olarak artmasına neden olmaktadır. Artan enerji gereksiniminin ekonomik, güvenli, temiz ve sürdürülebilir olarak karşılanmasını sağlamak, insanlığın çözmesi gereken en önemli konulardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya enerji tüketiminin 2007 yılından 2035 yılma kadar % 49 oranında artması beklenmektedir. Söz konusu enerji tüketiminin karşılanmasında fosil, yenilenebilir ve nükleer kaynaklar kullanılmaktadır. Fosil kaynaklar arasında kömür, sıvı yakıtlar (fuel oil vb.) ve doğal gaz yer almakta ve oluşması, ölen canlı organizmaların oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca ayrışması sonucunda mümkün olmaktadır…
YANSIMALAR
Aşk Yüzünden Acı Çekenlere Bir Öneri (Zeynep Ünal): Aşk yüzünden acı çekenlere bir öneri: hemen gidin radyoyu açın ve bir şarkı tutun… Geçenlerde Sarıyer’den Büyükdere’ye doğru yürüyordum. Akşam saatleriydi. Hava güzel, manzara güzel… Şöyle bir manzaraya karşı sigara içeyim diyerek bir banka oturdum. Yanıma 16 yaşlarında, güzeller güzeli bir peri kızı oturdu, “bana da bir sigara verir misin abla” diye sordu. İçimden bir yerlerden bir öğretmen fırladı sanki…
Yayın Kurulu: Prof.Dr. İsmail Bircan, Uzman Nilüfer Ünal, Osman Kutlu
Editör: Gülden A. Pınarcı
İçerik Yöneticisi:
3 Ayda bir yayınlanır.